Olimpik hareketin amacı dünya barışına ve daha iyi bir dünyanın yaratılmasına katkıda bulunmak üzere gençliği hiçbir ayırım gözetmeden ve birbirini anlamaya dostluk dayanışma ve FAİR-PLAY anlayışına gerektiren olimpiyat ruhu içinde spor ile eğitmektir. iç içe geçmiş 5 halka ile simgelenen olimpik hareketin etkinliği evrensel ve kalıcıdır.

3 Şubat 2010 Çarşamba

Berlin Dünya Atletizm Şampiyonası’nda kırdığı rekorlarla dikkat çeken Jamaikalı atlet Usain Bolt, Habertürk Gazetesi’nden Murat Ağca’ya konuştu.


Dünya’yı peşinde koşturan Jamaikalı rekortmen atlet Usain Bolt, Berlin’deki ‘çok özel’ davet için salonun kapısından girdiğinde, kalabalıktan uğultu yükseliyor: ‘İşte geldi’… Dünya basınından bir avuç temsilciyle, özel konukların yer aldığı toplantıda Türkiye’den sadece Habertürk vardı. Her zamanki rahat ve sempatik tavırlarıyla soruları yanıtlayan ‘uçan adam’ ile aynı salonda altın değerinde 45 dakika geçiriyoruz. Sadece Bolt değil, 100 metrenin altın kızı Shelly-Ann Fraser, iki şampiyonun aileleri, Jamaikalı bakanlar hepsi orada. Konuşmaya, dünyanın sorduğu ‘en beylik’ soruyla başlıyoruz. “Nasıl bu kadar hızlı koşabiliyorsun?”…

“Tanrıya Şükür Jamaikalı’yım”

“Jamaika’da herkes atlet doğar” diyor Bolt, ülkede birinci spor olan atletizmin daha küçük yaşlarda çocuklara aşılandığını ifade ederek. Ve ilginç bir örnek veriyor: “Eğer ben Amerika’da doğmuş olsaydım, herhalde bu cüsseyle ya basketçi, ya da Amerikan futbolcusu olurdum. Tanrıya şükür ki Jamaikalıyım ve atletizm yapıyorum.” Hızlı koşmasının sırrını “genlerine” bağlayan ‘şimşek’ lakaplı atlet, “Yaptığım işe adanmışlık, disiplin ve çevremden gördüğüm büyük destek çok önemli. Fakat Jamaikalılar’ın genetik olarak bu konuda bir üstünlüğü olduğunu da düşünüyorum. Çünkü sürat benim genlerimde var” diyor.

“Artık Rekor Beklemeyin”

Kendisinden sürekli rekor beklenmesi Bolt’un sinir sistemini olumsuz etkilemişe benziyor. “Yeni rekor ne zaman?” sorusu üzerine ciddileşiyor, “Çok yoruldum, artık bu sezon rekor beklemeyin. Gelecek sezon için de söz veremem. Ben rekor için koşmuyorum. Sadece en iyisini yapmaya çalışıyorum. Pekin’de şaka yapmadığımı Berlin’de gösterdim” diye yanıt veriyor. 2011 Dünya Şampiyonası için yeni hedefleri olduğunu belirten Bolt, şöyle konuşuyor: “O zaman iyi durumda olursam, her şey mümkün. Rekorlarımı geliştirebileceğimi biliyorum. Amacım, atletizmde unutulmaz izler bırakıp, efsane olmak. Şu anda kahraman olabilirim ama henüz efsane değilim”

500 Bin Dolar İstemiş

Usain Bolt’un Pekin Olimpiyatı sonrası Türkiye’ye gelmek için 500 bin dolar istediği, bu paranın çok bulunması üzerine ziyaretin gerçekleşemediği ortaya çıktı. Atletizm Federasyonu tarafından Jamaika’nın atletizm başarısını anlatması için antrenörü Glen Mills ile birlikte geçen yılki Spor Şurası’na davet edilen Bolt’un menajeri, yıldız atletin yoğun programı olduğunu ve ancak 500 bin dolara gelebileceğini iletince, ziyaret yattı.

İstanbul Güzel Şehir

Türkiye’nin ve İstanbul’un adını sadece TV’deki turizm reklamlarında duyduğunu belirten Bolt, “Görünüşe bakılırsa güzel bir şehir” dediği İstanbul’u da bir gün ziyaret etmek istediğini söylüyor. Birlikte yarışmadığı için hiçbir Türk atleti tanımıyor. Berlin’de Türk sprinter Nevin Yanıt’ın 100 engel yarı finali koştuğunu duyunca da yanındaki sevimli kızı gösterip espiriyi patlatıyor: “O zaman Jamaika’ya gelip Shelly ile çalışsın!”. Bolt’un ‘Shelly’ dediği, 100 metrenin olimpiyat ve dünya şampiyonu Shelly-Ann Fraser. Berlin’i 10.73 ile kazanan Fraser, bu sırada tam yanımızda. Onun için Türkiye, Mars kadar uzak. “Hangi kıtada olduğunu da mı bilmiyorsun?” deyince coğrafyadan çakmış öğrenci gibi utanarak, başını iki yana sallıyor. “Yunanistan” kopyasını verecek oluyorum, gözleri parlıyor: “Bu yıl Dünya Atletizm Finali için ilk kez gideceğim. Oraya yakın mı?” Komşu olduğumuzu söylüyorum. Bu kez zor soru ondan geliyor: “Belki bir gün ülkenizde de yarış koşarım. Dünya çapında yarışınız var mı?” Bu kez utangaç öğrenci rolüyle başımızı iki yana sallamak bize düşüyor.

Bolt Koşuyor, Jamaika Kazanıyor

Dünya’nın en hızlı adamı, ülkesinin turizmine de hız kazandırmış. Berlin’deki toplantının ev sahibi Jamaika Turizm Bakanı Edmund Bartlett, Bolt’un koluna girerek onu “Yeni turizm ikonumuz” diye lanse ediyor. Yıldız atletin Pekin Olimpiyatı’nda üç altını, üç rekorla kazanmasının ardından Jamaika’nın, spor ve turizmi kol kola götürme fikri işe yaramış. Ekonomik krize rağmen Karayipler’de turist sayısını artıran tek ülke Jamaika. Bolt, “Dünyanın en güzel insanlarının ve sahillerinin olduğu ülke. Gelin ve siz de görün” diyerek Jamaika’nın turizm elçiliğini yapıyor. Spor ve turizmi ‘Bolt parantezinde‘ birleştirmeye başlamışlar bile. ‘Jamaika Şimşek Bolt’ adlı bir tekne, dünyanın en önemli yat yarışlarından Clipper Around The World’te yarışacak.

Madalyalar
Olimpiyat Oyunları
Altın 2008 Pekin 100 m
Altın 2008 Pekin 200 m
Altın 2008 Pekin 4 × 100 m bayrak
Dünya Şampiyonası
Altın 2009 Berlin 100 m
Altın 2009 Berlin 200 m
Altın 2009 Berlin 4 × 100 m bayrak
Gümüş 2007 Osaka 200 m
Gümüş 2007 Osaka 4 × 100 m bayrak
Gençler Dünya Şampiyonası
Altın 2002 Kingston 200 m
Gümüş 2002 Kingston 4 × 100 m bayrak
Gümüş 2002 Kingston 4 × 400 m bayrak
Yıldızlar Dünya Şampiyonası
Altın 2003 Sherbrooke 200 m

"Hiperaktif Bir Çocuktu”

Bir ara gözlerimiz Bolt’un yakınındaki annesi Jennifer ve babası Wellesly’ye kayıyor. Jamaika’nın elektrik ve suyu kısıtlı küçük bir köyü Sherwood Content’te, babasının bakkalında çalışarak büyüyen 23 yaşındaki 1.96’lık Bolt, boy konusunda da babasına çekmiş. Köyde yetişen oğulları 5 yıldızlı otel lobisinden koruma çemberi içinde çıkıp son model 500 SEL Mercedes ile uzaklaşırken, Jennifer ve Wellesly Bolt ile sohbete başlıyoruz: “O Jamaika’nın ve tüm dünyanın kahramanı. Bu günleri hayal bile edemezdik. Oğlumuzla gurur duyuyoruz. Ne kadar ünlü olursa olsun, o bizim hep küçük oğlumuz olarak kalacak”. Wellesly Bolt, oğlundaki yeteneği küçük yaşta keşfettiklerini ancak bu kadarını beklemediklerini itiraf ediyor: “Bebekken bile vücut yapısı güçlüydü. Sonra hiperaktif oldu. Atletizm ve hocası Glen Mills onun yeteneklerini doğru yönlendirmesini sağladı”. Bolt ünlü bir atlet olana kadar köyden dışarı adım atmayan, şimdi dünyayı onunla birlikte gezen çift, yine de köylerini terk etmek istemiyor: “Ömrümüzün sonuna kadar orada mutlu yaşayacağız.”

85 Euroya, Bolt Ol!

Ve işte o ayakkabı… Berlin Olimpiyat Stadı’nda 100 metrede 9.58, 200 metrede 19.19 saniyeyle kendisine ait dünya rekorlarını alt üst eden Bolt’un, koşarken giydiği ayakkabıyı müzelik bir parça gibi itinayla elimde tutuyorum. Puma’nın özel ürettiği turuncu ve altın yaldızlı bu çivili ayakkabı, Berlin’de 85 euroya kapış kapış satılıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder